Eveleme Geveleme Devekuşu Kovalama

“Eveleme geveleme devekuşu kovalama” diye başlar, devamında herkes kendine ve icabına göre bir şeyler "uydurup" söylerdi.
Herhalde o günkü keyfimize göre bir şeylerdi bizim “uydurduklarımız” da.
Zaten baştan söze “Eveleme geveleme…” diye böyle bir giriş yapıyorduk ya!
Arkadan ne söylersen söyle…Eveleme geveleme…


Son zamanda bazı siyasilerin söylediklerini ciddi ciddi dinlerken bir iki ayrı çağrışım yaptı bu tekerleme bende.

Birincisi, “lafı eveleme, geveleme, ne söyleyeceksen doğrudan söyle” anlamıyla.
İkincisi ise İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın 2007 yılında ev sahipliğini yaptığı Dördüncü Dünya Belediyecilik Kongresi ile ilgili.

Anlaşıldığı kadarıyla bir zamanlar bu kongre dolayısıyla da epeyce “eveleme” yapılmış.
Çünkü nedir, ne değildir diye işin iç yüzünü anlamak için biraz soruşturunca, arkasından “…Hiçbir mesnede dayanmayan içi boş ve temelsiz iddiaların tek amacı, maalesef yapılan işlere ‘şaibe gölgesi’ düşürmektir…”türü bir “geveleme” geliverdi.

Biraz geriye dönüp bakacak ve basına da yansıdığı kadarıyla özetlersek olay şöyle:



İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Dünya’daki önemli şehirlerin belediye başkanlarının çağrılacağı bir uluslar arası etkinlik düzenliyor.

İhale duyurusundan öğrendiğimiz kadarıyla görünüşte “bir büyük proje”.
Aralarında Huston, Boston, Newyork, Moskova, Birmingham, Liverpool, Manchester, Londra, Paris gibi ünlü metropollerin belediye başkanlarının da bulunduğu konuklar İstanbul’a gelecekler ve bir yandan İstanbul’un güzelliklerine tanık olurken diğer yandan da aralarında dünyanın belediyecilik konularını tartışacaklar.

Bu etkinliğe 1000 kişinin katılacağı kabul edilerek organizasyon işi, başlamasına sadece 15 gün kala, 27.03.2007 tarihinde ihaleye çıkarılıyor.

İhale şartlarına bakılırsa hayli büyük de bir organizasyon. Örneğin ben bu kongre turizmi işini yaparım diye ortaya çıkacak herhangi bir firmanın sadece personel organizasyonunun ölçüleri bile şöyle sayılıyor:



“12 adet İngilizce, Fransızca, Rusça, İspanyolca ve Arapça dillerinde Simültane Tercüman, 1 adet Konsekütif Tercüman (çok iyi derecede İngilizce bilen), 4 adet Toplantılar esnasında ses sistemi ve simültane sistem konusunda hizmet verecek, konu ile ilgili en az teknik lise mezunu ve en az iki yıl mesleki tecrübeye sahip Teknik Eleman, 220 adet iyi derecede İngilizce ve/veya Fransızca,Rusça,İspanyolca ve Arapça dillerini bilen ve konuşan Mihmandar, 17 adet Hotel lobby desk görevlisi, 2 Adet (iyi derecede İngilizce bilen) Enformasyon Masası Personeli, 6 Adet (İngilizce bilen) Toplantı Salonu Görevlisi, 2 Adet (İngilizce bilen ) Basın Merkezi Görevlisi, 2 Adet (İngilizce bilen) İkili Görüşme Odaları Görevlisi, 1 Adet (İngilizce Bilen) Zirve Sekretaryası, 6 Adet (İngilizce bilen) Kayıt Görevlileri, 4 Adet (İngilizce bilen ) Süpervizörler, 4 Adet Ulaşım Koordinasyon Süpervizörü, 28 Adet (İngilizce bilen) Havaalanı Karşılama Uğurlama Personeli, 9 Adet (İngilizce bilen ) Mekik Servis Görevlileri, 2 Adet (İngilizce bilen) Sosyal Program ve Eşler Masası Görevlisi, 2 Adet (Kültür ve Turizm Bakanlığı Kokartlı İngilizce, Fransızca, Arapça, İspanyolca ve Rusça dillerinden en az ikisini bilen) Uzman Rehber, 30 Adet (İngilizce bilen) Otobüs Refakatçileri, 3 Adet Sosyal Program Görevlileri.Anahtar Teknik Personel olarak aşağıda belirtilen sayı ve özellikteki personelin ihale tarihinden önce işe alınmış ve ihale tarihi itibariyle isteklinin bünyesinde çalışıyor olduğu belgelenecek…”



Buraya kadar sorun yok. Ben yukarıda yer alanları saydım: Toplam 353 kişi çıkıyor..

1000 kişilik devasa bir organizasyon için herhalde böyle büyük ve uzman bir kadro gerekli diye düşünülmüş.



Ancak bir de bakıyoruz ki Türkiye’nin organize, deneyimli ve böyle bir iş için birbirini kıran anlı şanlı kongre turizmcilerimiz dururken ihaleyi 775.840 lira bedelle, tek katılımcı ve Belediyenin kendi şirketi olan Kültür A.Ş. üstleniyor.



Kongreye beklenen katılım olmuyor. O koca dünya metropollerinin “reisleri” davete itibar etmiyorlar.

Bu büyük zirveyi başbakan açacak iken, O da kendi yardımcısını vekil ediyor.
Yine basında çıkan haberlere göre, 1000 kişinin katılması beklenen toplantıya, ağırlıklı olarak Afrika ve Asya ülkelerinden gelen 8 vali, 32 belediye başkanı ve 50 başkan vekili geliyor. Yani başkanların 32’sinin şahsen katılırken, çoğunluğu oluşturan 50’sinin bu dünya zirvesine gitmek yerine birilerini gönderdiği görülüyor. Bizzat Büyükşehir Belediye Başkanı tarafından da ifade edilen bu rakamların hepsini topladığınız zaman bulunan sayı ise sadece (91).


Gelmesinler, kendileri kaybederler diyelim demesine de…



Gelin görün ki, bu önemli organizasyonun ihaleyi alan Kültür A.Ş’nin taahhüt ettiği işler dışında kalan bazı hizmetler Büyükşehir Belediye Başkanlığınca “doğrudan hizmet alımı yoluyla”, ama hizmeti verenden değil de tek şubeli ve ihtisası bilet satışı olan bir turizm şirketi üzerinden alınıyor.

Olur ya, herhalde oteli, salonlarını doğrudan kiralamak yerine araya bir turizm şirketini koymak daha hesaplıdır diye düşünebilirsiniz. Ama işte asıl endişelerimiz bu noktada. Çünkü toplam 91 kişinin katıldığı ve en fazla 5 gecelemenin olabileceği bu etkinliğin sadece otel konaklama faturası 2 milyon 548 bin 800 lira, otelin salon kira bedeli 184 bin 422 lira, ikram, etkinlik ve organizasyon hizmet giderleri olarak 2 milyon 16 bin 778 lira.

Bu rakamlara ne diyorsunuz diye danıştığımız kongre turizmcileri, “bize böyle bir iş gelse hayatımızın sonuna kadar rahat ederiz” diye rakamların büyüklüğünü vurguluyorlar.



İlgililerden bu durumun ne olduğunu defalarca sormamıza karşın aldığımız yanıt ise, o tekerlemedeki gibi sadece “eveleme geveleme”

Şimdi bir daha ve sadece konaklama kalemini soruyoruz: O tarihlerde yani kongrenin yapıldığı günlerde ve grup halinde konaklamalarda o ünlü otelde bir gecelik ücret KDV dahil sadece 280 lira. Kongre 4 gün sürmüşken haydi siz bunu beş geceleme kabul eder ve çarparsanız, adam başı konaklama maliyeti 1.400 liradır. 100 kişinin kaldığını kabul edelim, 140.000,- liradır. Oysa çıkarılan otel konaklama faturası Bunun tam 18 katı…

Bu hesabı böyle çıkarabilmek için ise herhalde “alim” olmak gerek!


Şimdi “bu hesap nasıl oluyor da böyle çıkıyor” diye sorduğunuzda size en yetkili ağızdan ama dolaylı biçimde “…Hiçbir mesnede dayanmayan içi boş ve temelsiz iddiaların tek amacı, maalesef yapılan işlere ‘şaibe gölgesi’ düşürmektir…” gibi bir yanıt gelse, siz de benim gibi taaaa çocukluk günlerinize kadar gider ve “Eveleme…” diye başlayan ama devamı duruma göre uydurulan o tekerlemeyi anımsamaz mısınız?