Siyasette boy yarışı olur mu?

Siyasette karşılıklı pek çok atışmalar olur ama boy yarışına yeni tanık olduk.

Hani “Benim babam senin babandan uzun” der gibi bir şey.

Bunu başlatanın, kendine göre siyasi kazanç umarken bu ülkenin “uzun olmayan” boylularından neler işittiğini, ne kadar antipati topladığını keşke hesaplayabilip de kendisine gösterebilseydik.
Şimdilik bunu yapma şansımız yok ama memleketimizde çok kişinin iyi bildiği bir beyit, boy ölçüştürmekten medet umanlara en iyi cevabı veriyor:

Âyinesi iştir kişinin lafa bakılmaz
Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde


Yani; “Lafa bakmayın, insanın aynası onun yaptıklarıdır. Kişinin aklının düzeyi eserlerinde görülür” diyor Tanzimat döneminin ünlü devlet adamı ve şairi Ziya Paşa.
Asıl adı Abdülhamid Ziyaeddin.

1825 yılında doğmuş, Namık Kemal’le aynı safta olmuş, Abdülhamid yönetimine direnen yeni Osmanlılardan. 1880 yılında da hayata veda etmiş değerli bir kimlik.

Bakın taa o zamanlardan bu günlere ışık tutan şeyler de söylüyor:

Erbab-ı kemali çekemez nakıs olanlar
Rencide olur dide-i huffaş ziyadan


Bunun şimdiki Türkçesi de şöyle:
“Kendinde noksanlık olanlar marifet sahibi olanları çekemezler, ..... gözleri ışıktan kamaşır”

Acaba siyaset adamlarının bu tür sözlerini bazen ağızdan bir anda çıkabilen, maksadı aşan ifadeler olarak kabul etmek ve üzerine çok fazla düşmemek daha mı doğrudur?

Düşünüyorum da, belki kendisine söz söylenen kişinin bunu böyle kabul edip üzerinde durmaması çok doğal.

Dil sürçmesidir deyip geçiştirmesi beklenebilir.
Öyle ya, boy ortalaması çok da fazla olmayan bu ülkede herkes bilir ki kimsenin kafasının içindeki aklının boyu ile uzak yakın bir ilgisi yoktur.
Hatta halk arasında bu konuda pek de olumlu anlamda kullanılmayan deyişler bile vardır.
Ama bu sözün birini rencide etmek için değil de aslında siyasi bir ihtiyaçtan dolayı sarf edilmiş olabileceği düşünülürse, işte asıl buradaki ihtiyacın ne olduğunu açığa çıkarmak ve tartışmaya açmakta yarar vardır.

Haydi bunun daha rahat tartışılabilmesi ve yorumlanabilmesi için biz yine o ünlü devlet, siyaset ve edebiyat adamımızın bir başka beytinden ilk işareti verelim:

Evrak ile ilân olunur cümle nizâmât
Elfâz ile terfîh-i ra'iyyet yeni çıktı


Halkın, kendisine yarayacak bir düzen kurulmasını beklediğini kastederek olmalı ki; şöyle diyor Ziya Paşa bu günkü Türkçemizle:
“Bütün yasal düzenlemeler kağıt üzerinde yapılıyor, (Halkın) refahının lafla yükseltilmesi yeni (adet) oldu” diyor.”
Bu söz hala doğru mudur?
Acaba halkın beklediği şeyler yapılamayınca birileri önce sanki maksadı aşan bir söz söylemiş gibi görünse de, aslında bilinçli olarak gündemi başka alanlara çekmeye çalışıyor ve insanlarımızı böyle laflarla oyalayabileceğini mi düşünüyor?

Adın gibi ışıklar içinde yat Ziya Paşa.
Sen olmasaydın belki de bunun bizim siyasi hayatımızın taa Osmanlı’dan bu yana gelen “ince bir çalımı” olabileceği hiç aklımıza gelmeyebilirdi.
Bizi aydınlattın, bunu bir düşünelim.