İstanbul’un kurtuluşunu “Düm tek-a düm tek”  kutlamak


Tarih 6 Ekim 1923.
 İstanbul İngiliz işgalinden kurtuldu.
Düm tek-a düm tek.
Kim kurtardı?
Düm tek-a düm tek...

Tarih 6 Ekim 2010.
“İstanbul'un işgalden kurtuluşunun 87. yıl dönümü törenleri dolayısıyla Vatan Caddesinde yol trafiğe kapatıldı, okullar tatil edildi.
Taksim Cumhuriyet Anıtı önünde düzenlenen törende anıta çelenkler kondu. İstanbul Valisi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan ve 1.Ordu Komutanının katıldığı törende öğrenciler, gaziler ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de yer aldı.
Mehter takımı gösteriler yaptı.
Düm tek-a düm tek…”
Televizyonlarda pala bıyıklı mehteran bölüğünün gösterileri...
Ardından trafik yine felç oldu haberleri.

Öğrenciler sevinçli: bu gün okullar tatil.
Trafikteki vatandaş ne olduğundan habersiz, yollar tıkandığı için isyanda.
Neden olduğunu akşam evinde haberleri izlerken öğrenecek.
Mehteran bölüğünün “kös”ü ortalığı inletiyor:  
Düm tek-a düm tek…

Ne anladınız siz bundan?
Çevirin İstanbulluları yoldan, sorun bin tanesine; “İstanbul kimden kurtuldu bu gün” diye…
Bin kişinin dokuz yüz kişisi, Bizanslılardan demezse, ne derseniz deyin.
Demeyenlerin çoğu da 29 mayıs 1453’ü iyi bildiğinden dolayı demez.

Bakın bakalım, “30 Ekim 1918'de imzalanan Mondoros Antlaşmasına dayanarak gelen ve gemileri 13 Kasım 1918'de Haydarpaşa’ya demir atan İngilizin işgalinden” diyen, hadi onu tam diyemediler kabaca İngiliz işgalinden diyen  kaç kişi çıkacak!

***
Mondoros, Yunanistan’ın Limni adasında bir liman şehridir.
30 Ekim 1918 günü, bu limanın açığındaki bir gemide bizim için Birinci Dünya Savaşı’nı bitiren anlaşma imzalanmıştır.
Osmanlı heyetinin başındaki Hüseyin Rauf Orbay’ın imza koyduğu bu anlaşmanın 7.maddesiyle İtilaf devletlerine Osmanlı İmparatorluğu’nun herhangi bir bölgesini işgal hakkı verilmiştir.
İngilizler işte Osmanlı’nın imzaladığı bu anlaşma ile girip İstanbul’u işgal etmişlerdir.
Ünlü Misak-ı Milli yani milli and,
son Osmanlı Mebusan Meclisi tarafından 28 Ocak 1920'de bu anlaşma ile işgal edilen toprakların kurtarılması için kabul edilmiştir.
İşgal’in ne olduğunu bilmeyenler tabii ki işgalden kurtuluşun ne anlama geldiğini de bilemeyeceklerdir.

***

Tarih 13 Kasım 1918
Mustafa Kemal’in 10 Kasım 1918 günü Adana’dan bindiği tren onu 13 Kasım 1918 günü öğle vakti Haydarpaşa’ya getirdi.
Bu sırada aralarında Yunan kruvazörü Averof’un da olduğu 55 parçalık müttefik kuvvetler donanması İstanbul Boğazındaydı. Karaya çıkardıkları 3500 kişilik kuvvet İstanbul’un stratejik noktalarına yerleşmeye başladı.
Bu tabloyu yanındaki yaveri Cevat Abbas ile Garın çayhanesinden izlerken Mustafa Kemal “geldikleri gibi giderler” diyordu.

Nitekim öyle oldu.
Geldikleri gibi gittiler.
O en kötü günde bile zafere inanan komutanın öncülüğünde verilen “İstiklal mücadelesi”yle İstanbul 6 Ekim 1923 günü İngiliz işgalinden kurtarıldı.

***
Şimdi aradan tam 87 yılın geçtiği bu günlerde insanlar trafiğin neden tıkandığını anlayamıyorlarsa,
Öğrenciler sadece okullarının tatil olduğunu düşünüp seviniyorlarsa, Törenden sonra akıllarda kalan mehteranın düm tek-a dümtek sesleriyse, Kurtuluşu o işgal gününde kafasına koymuş ve başarmış olan “kurtarıcı” Mustafa Kemal’in adı anılmadan kurtuluş şenlikleri yapılıyorsa,
“İstiklal” şimdi insanların kafasında sadece Beyoğlu’nda bir cadde adı olarak canlanıyorsa;

Mehteran bölüğünde “düm tek-a düm tek” çalan büyük davul “kös”ün tokmağı aslında kimin kafasına iniyor dersiniz?