Nasıl dönecek bu çark o zaman?


Türkiye kalkınıyor mu?
Kalkınıyor.
Bu yıl dünyanın 16.büyük ekonomisi oluyor mu?
Öyle diyorlar.
Yani ekonomimiz büyüyor, Türkiye’miz para kazanıyor.

Sade vatandaş kalkınıyor mu?
Hayır, o kalkınmıyor
Şimdilik gününü kurtarmaya çalışıyor.
Kredi kartıydı, tüketici kredisiydi kendine çözüm arıyor…
Biraz borca batık durumda!

İyi de, vatandaşlar bu kalkınıyor denen ekonominin neresinde?
Aslında içinde olmalı ama onlar bir türlü kalkınamıyorlar nedense.

Hangi vatandaşımız kalkınıyor peki?
"Sade olmayan" vatandaşlarımız olmalı!
Kimler onlar?
Bakacaksın kol saatinden, kırmızı pabucundan falan belli olur.
***
Peki Türkiye kalkınırken devletimiz kalkınıyor mu?
Devlet başka ekonomi başka.
Evet, öyle olmalı ki ekonomi kalkınırken devlet borca batıyor.
En son 2009’da 52 milyar lirayı geçmişti yıllık açığı.

Neden?
Toplanan vergiler giderleri karşılamaya yetmiyor.
Nasıl oluyor da Türk ekonomisi kalkınırken Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bütçesi her yıl daha fazla açık veriyor peki?
Yoksa kalkınanlar vergi mergi vermiyorlar mı?
Onlar vergi kaçırmazlar.
Demek ki halkımız vergi kaçırıyor.
Acaba?

Ah bu kayıt dışı ekonomi…
Kayıt dışı ekonomiyi anladık da, vergi dışı ekonomiye ne dersiniz?
Nasıl yani?
Diyelim ki bir iki bin lira masraf edip binde dördü eşe dosta, binde 996 payı da kendinize ait bir şirket kurdunuz.
Sonra da bu şirket adına beş milyon dolara bir gemi aldınız.
Geminizin bedelini kredi ile karşıladınız.
Her yıl işletme masrafları çıktıktan sonra 600 bin dolar kazandınız.
Ödediğiniz yıllık kredi faizi de 600 bin dolardı.
Kaç para vergi ödersiniz?
Sıfır.
Neden sıfır?
E bu işten para kazanılmadı ki...
Doğrudur.
***

İki sene sonra gemiyi, gemi şirketinin hisselerini alıcıya devrederek 500 bin dolar karla 5.500.000 dolara sattınız.
Kaç para kazandınız?
500.000 dolar.
Kaç para vergi ödeyeceksiniz?
Hiç
Neden?
Bizim vergi mevzuatımız iki yıldan sonra satılan hisse senetlerini vergilendirmiyor ki?
***
Ufak bir banka aldınız.
Bankanın öz sermayesi sıfır.
Yani borcu alacağına denk.
Battı batacak.
Eski sahipleri “Allah razı olsun” dedi. Ceketlerini alıp çıktılar.
Kuvvetli ilişkilerinizle bankanın önünü açtınız.
Bir iki müesseseyi müşterileriniz arasına kattınız
İşler düzeldi, durumdan memnunsunuz.
İki yıl sonra “elimi öpene 500 milyon dolara veririm” diyorsunuz.
Kaç para kazanırsınız?
500.000.000 dolar.
Bankanın hisselerini devrederek birine satarsanız bu kazançtan kaç para vergi ödersiniz?
Hiç.
Niye?
Ha banka, ha gemi ikisinde de hisseleri iki yıl dolduktan sonra satıyoruz ya!
Vergi kanunlarımız bu konuda istisna getirmiş, vergi almıyor.

***
İki yıldır işsizdiniz
Ameleliğe razı oldunuz.
İnşaatlarda çalışıyorsunuz.
Hem binanın üçüncü katına harç taşıyor hem “amele pazarında bana yarın da iş olur mu?” diye düşünüyorsunuz.
Kaç para kazanırsınız?
Diyelim ki seksen lira.
Vergisi ne kadar?
Sigorta kesintisinden sonra yüzde 15
Niye, çok değil mi?
Olur mu?
Bu en azı.
Tarife yüzde on beşten başlıyor.
Ama iki yıldır işsizdim, ancak bu gün karnım doyacak!
Olsun, o iki yıl uygulaması burada yok.
***
Acaba çalışanların üzerinden bu yükü kaldırsak mı?
Olur mu hiç?
Anayasa’nın 73. Maddesinde “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür.” demiyor mu?
O ödemesin, bu kaçırsın…
Nasıl dönecek bu çark o zaman?
Türkiye’nin kalkınmasına taş mı koyacaksın?

Hımmm….
Sen de haklısın ama
Bunu biraz düşünelim.